Yedinci Mühür Filminin Alegorik Yorumları

ßy-€F€

"Scientia potentia est."
Administrator
Katılım
13 Kas 2017
Mesajlar
211
Tepki
27
Konum
𝕸𝖆𝖗𝖘
Ingmar Bergman’ın Yedinci Mühür filmi, sinema tarihinin en derin alegorik eserlerinden biri olarak kabul edilir. Film, 14. yüzyılın Kara Veba döneminde geçen, varoluşsal sorgulamalar ve insanın ölüm karşısındaki çaresizliğini merkezine alan bir anlatı sunar. Ancak bu yüzeysel anlatımın ötesinde film, çok katmanlı sembollerle yüklü alegorik bir yapı barındırır.

Yedinci Mühür, sadece bir Orta Çağ filmi değil, aynı zamanda 20. yüzyıl insanının ruhsal çöküşünü ve varoluşsal sorgulamalarını sembolik bir düzlemde işleyen felsefi bir alegoridir. Bergman, film boyunca din, ölüm, anlam, inanç, korku ve umut gibi kavramları alegorik yapılarla örerek, insanın evrendeki yerini sorgular.

1. Ölüm ve Satranç: Tanrı’yla Hesaplaşma Alegorisi

Filmin ana simgesi, şövalye Antonius Block’un Ölüm ile oynadığı satranç oyunudur. Bu sahne, insanın Tanrı’yla veya kaderle yüzleşme çabasının alegorisidir. Satranç, hayatın ve ölümün uzatılabilirliğini simgelerken; her hamle, insanın anlam arayışındaki kararlarını temsil eder.

Alegori: İnsan aklının Tanrı’ya karşı mantık yoluyla cevap arayışı.

2. Tanrının Sessizliği: İnanç Krizi

Block’un savaş sonrası Tanrı’ya olan inancını kaybetmesi, filmde sıkça tekrar eden bir tema olarak Tanrı’nın sessizliğiyle temsil edilir. Karakterin sürekli olarak "Neden Tanrı konuşmaz?" sorusunu sorması, II. Dünya Savaşı sonrası Avrupa’daki inanç krizinin bir alegorisidir.

Alegori: Modern insanın Tanrı’dan ve kutsaldan uzaklaşması.

3. Veba: Tanrının Gazabı mı, Anlamsız Kaos mu?

Veba salgını, filmin geçtiği dönemde halkın “günahların cezası” olarak yorumladığı bir felakettir. Ancak Bergman bu olguyu Tanrı’nın cezası olmaktan çok, evrenin anlamsızlığına dair bir işaret olarak sunar. Korku içinde yaşayan insanlar, sahte azizler ve işkencelerle Tanrı’yı memnun etmeye çalışırken, film bu davranışları eleştirir.

Alegori: İnsanlığın bilinmezlik karşısında geliştirdiği irrasyonel ritüellerin eleştirisi.

4. Oyuncular Ailesi: Umudun ve Hayatın Temsili

Jof, Mia ve çocukları, filmdeki karanlık temaların arasında bir umut ışığı olarak yer alır. Bu küçük aile; masumiyetin, sevginin ve hayatın anlamının temsili olarak filmde var olur. Block’un onlara hayatı kısa süreliğine uzatması, insanın başkasına iyilik yaparak anlam bulabileceği fikrini temsil eder.

Alegori: Anlam arayışında inanç yerine sevgi ve masumiyetin kurtarıcı rolü.

5. Ölümün Dansı: Hayatın Sonunda Hep Aynı Gerçek

Filmin sonunda Ölüm, karakterleri bir zincir halinde dans ettirerek götürür. Bu sahne, Bergman’ın ölümün kaçınılmazlığını ve herkesin sonunda aynı kaderi paylaşacağını ifade ettiği güçlü bir semboldür.

Alegori: Toplumsal sınıf, inanç ya da düşünce fark etmeksizin ölüm karşısındaki eşitlik.

6. Yedinci Mühür: Kıyametin Açılması

Film ismini, Vahiy Kitabı’ndan (Revelation) alır. Yedinci mühür açıldığında “gökyüzünde sessizlik” olur – yani Tanrı susar. Bu, Block’un Tanrı’dan bir yanıt alamamasının doğrudan alegorisidir. Tanrı’nın sessizliği, kıyametin bir parçası gibi betimlenir.

Alegori: Modern insanın anlam arayışında Tanrı’dan cevap bulamayışının kozmik boyutta ifadesi.
 
AnaSayfa Kayıt Ol Giriş Yap
Üst