- Katılım
- 17 Ara 2018
- Mesajlar
- 15
- Tepki
- 22
Uyandığımda kafamda büyük bir acı hissettim, elimi kafama götürdüm ve parmaklarımda kan olduğunu gördüm. Biraz korkmuştum ve hızlıca doğruldum, başım döndü ve gözlerim bulanıktı. Arkama baktım ve tanımadığım bir adam gördüm. Bana doğru gülümsüyerek geliyordu ve elindede sanırım 2 tane kahve vardı. Bende "sen kimsin ve ben nerdeyim?" diye sordum. Adam "ben Thomas Martin, şuan Flower Coffe desin ve nasıl hissediyorsun acaba? Çünkü kafanı çok sert yere çarptın." dedi. Bende "iyiyim sadece biraz başım dönüyor o kadar, hırsıza ne oldu?" diye sordum ve oda "onu polise teslim ettik merak etme, al bakalım sana kahve yaptım. Uyanmanada sevindim." dedi ve tekrar gülümsedi. Bende "tamam.. Ama beni neden kurtardığını ve şuan neden burada olduğumu anlamadım" dedim, Thomas "ben polisim, bu yüzden senin iyi olman için çalışıyorum. Peki senin adın ne?" dedi. Ben"adım Emily Roy, gazeteciyim bu yüzden hırsızın bazı fotoğraflarını çektim. Kameramın nerede olduğunu biliyormusun?" dedim, Thomas "ah evet,bekle hemen getiriyorum" dedi ve gitti. Bende oturduğum yerden kalktım ve çantamı aradım, bulduğumda telefonumu çıkartıp hızlıca en iyi arkadaşım ve polis olan Ava Li'yi aradım. Telefon çaldı ama açan olmadı bu yüzden 4 kere çaldıktan sonra kapattım, saate baktım ve 1 buçuk saattir baygın olduğumu gördüm. Aman tanrım Coco'nun yemeğini koymadım(Coco benim köpeğim). Bu benin şuan ki durumumda düşünceğim son şey olmalıydı aslında. Thomas elinde kameram ile geri geldi, kamerayı uzattı ve bende hemen alıp içindeki görüntülere baktım. Neyseki fotoğraflar duruyordu, bunları habere atıcaktım. Bir haber için canımı riske attım ama işimi ve heyecanı yaşamayı seviyorum. Thomas "peki şimdi ne yapmayı düşünüyorsun Emily?" dedi. Bende "bunları gidip patronuma göstericem ve yayınlanmasını isticem, insanlar burada yaşamamalı gerçekten!" dedim. Thomas "doğru söylüyorsun ama böyle düşünüyorsan neden taşınmadınki?" diye sordu bende "tekrar söylüyorum, ben gazeteciyim bu yüzden işimi en iyi şekilde ve en korkunç yerlerde yapıyorum."dedim. Thomas'ın bunu çok saçma buldu yüzünden belliydi, ben "herneyse benim acilen eve gitmem lazım, sonra görüş.." diyecektimki onunla karşılaşmak istediğimden ve onun burada yaşadığından emin değildim. Thomas "burada yaşıyorum,eğer merak ettiysen. Umarım tekrar birbirimizi görürüz." dedi ve gitti. Şaşırmıştım, bildiğin aklımı okumuştu. Bende çantamı ,kameramı ,telefonumu ve ceketimi alıp dışarı çıktım. İlk önce eve gidicektim ve bugünlük sadece evde oturucaktım. Eve gittim ve Coco'nun havlamalarını duydum. Açıkmış olmalıydı, mama kabına baktım ve kabının bomboş olduğunu gördüm. Hemen kabına yemek koydum ve onu sevdim. Odama gidip üstüme yarım kollu,uzun,siyah boyfriend tişörtümü giydim. Altımada siyah kalın taytımı ve terliklerimi giydim. Saçımı at koyruğu yaptım, makyajımı sildim. Oturma odama gittim ve laptop'umu alıp koltuğuma oturdum. İnternetten insatagram, facebook, twitter gibi sitelere baktım. Sonrada kendime güzel bir sıcak çikolata yaptım. Yanına da canım annemin benim için yaptığı limonlu kekimi kestim. Mükemmel görünüyordu ve morelimi yerine getirmeyi başardı. 3-4 saat boyunca internetten moda,yemek,spor gibi sayfalara bakındım. En sonunda uykum geldi ve odama doğru yürüdüm,dişimi fırçaladım,yüzümü yıkadım ve yatağıma yattım..
