Camille (Çelik Gölge)

damlaozkal

Administrator
Administrator
Katılım
30 Eki 2022
Mesajlar
21
Tepki
1

Camille Çelik Gölge


Camille, League of Legends adlı oyunda yer alan bir karakterdir ve "Çelik Gölge" takma adıyla anılır. Camille, Piltover şehrinin yüksek sosyetesinde yetişmiş bir savaşçıdır ve kendini çelikten yapılmış özel bacakları ve kollarıyla güçlendirmiştir. İçgüdüsel olarak adaleti sağlama ve suçla mücadele etme misyonuyla hareket eder.
Oyun içinde Camille, üst koridor (top lane) veya ormanda (jungle) oynanabilir. Genellikle yakın dövüş odaklı bir karakter olarak tanımlanır ve yüksek hasar çıktısı ile birlikte rakiplerini tutabilecek kadar dayanıklıdır. Ayrıca, özel bir yeteneği olan "Hookshot" ile hızlı bir şekilde hareket edebilir ve düşmanları yakalayabilir.
Camille, oyuncular tarafından beceri gerektiren bir karakter olarak kabul edilir ve iyi bir şekilde kullanıldığında, oyunu kazanmak için önemli bir fark yaratabilir.

1668371703542.png


Hikayesi


Ferros Hanesi fedakârlığı çok iyi bilir.

Ailenin zenginliğinin çoğu, Shurima'ya özgü canlılar olan tözkabuklardan toplanan ender bir kristalden gelir. Bu hex-kristallerinde (ya da “ilk kristallerde”), normalde sadece büyü yapma yetisiyle doğmuş kişilerin kullanabildiği güçler bulunur. Camille'in büyük büyük teyzesi kristal toplamak için düzenlenen ilk keşif gezilerinden birinde bir kolunu kaybettiğinde, bu fedakârlığı ailenin temel ilkesini açıklayan özlü söze de ilham vermiştir: “Ailem için her şey feda.”

Tözkabuklar sınırlı bir kristal kaynağıydı. Camille'in ailesi, topladıkları kristallere takviye yapmak zorunda kalıyordu. Kimyasal teknolojiye ve rün simyasına yaptıkları gizli yatırımlar sayesinde daha güçsüz ama üretimi daha kolay olan, yapay hex-kristalleri geliştirdiler.

Fakat bu icadın bedelleri ağır oldu. Yapay kristal imalatının, Zaun Grisi'ne en büyük katkıyı yapan etkenlerden biri olduğu uzun süredir iddia ediliyor. Üstelik Ferros Hanesi bu paha biçilmez üründe tekel olarak kalmaya, Zaun'daki üretiminin sürekli olmasına ve bu sayede Piltover'daki kalburüstü Maviyel Meydanı'nda yaşamaya ancak casuslukla, göz korkutmayla ve cinayetlerle devam edebiliyordu.

Ferros Hanesi yöneticilerinin hayatta kalan en büyük çocuğu olarak Camille her türlü eğitim avantajından yararlandı. Çok meşhur özel öğretmenlerden ders alıp birkaç yabancı dil ve konser sanatçısı düzeyinde çellovina çalmayı öğrendi. Ayrıca babasının Odyn Vadisi'ndeki kazılarına yardımcı olurken Antik Shurima dilini okuyup yazmayı da çözdü.

Aile geleneklerine göre hanenin baş casusu olma görevini genellikle en küçük çocuklardan biri üstlenir, aileyi ne pahasına olursa olsun başarıya ulaştırmak için hane reisine yardımcı olurdu. Ama Camille'in küçük erkek kardeşi Stevan'ın bünyesi çok zayıftı. Bu yüzden yerini Camille aldı. Stevan, Camille'in ek eğitimlere dört elle sarılışını kıskançlıkla izledi. Zamanla Camille dövüşmekte, bilgi toplamakta ve sorguda epey ustalaştı.

Camille yirmi beş yaşına geldiğinde, teknolojik güçlendirmeler kuşanmış Zaunlu haydutlar bol kazançlı ticaret sırlarını çalabilmek için babasına ve ona saldırdı. Camille'in babası aldığı yaralar yüzünden öldü. Bu acıya dayanamayan annesi de çok yaşamadı. Stevan hane reisi oldu ve güçlü bir lider olduğunu kanıtlama hevesiyle klanın insanlara yönelik hextech güçlendirmelerle ilgili araştırmalarını iki katına çıkardı.

Bir yıllık matemden sonra Stevan, ailenin baş zanaatkârlığına Shurima'nın kıyı şehri Bel'zhun'dan gelen genç, gelecek vaat eden bir kristalograf olan Hakim Naderi'yi atadı.

Camille Hakim'den onu insan sınırlarının ötesine geçirecek hextech güçlendirmeler istedi. Hakim ona hemen âşık oldu. Hazırlıklar yapılırken ve geceleri geç vakit Shurima öyküleri anlatılırken aralarında bir bağ oluştu. Sonunda Camille de Hakim'in hislerine karşılık verdi. Birlikte geçirecekleri günlerin ameliyatla sona ereceğini bildiklerinden, ilişkilerini gitgide daha da çekincesiz yaşamaya başladılar. Çalışma bittikten sonra Hakim başka projelere geçecek, Camille ise bir kere daha hayatını baş casusluk görevlerine adayacaktı. Üstelik Hakim her şeyden çok Camille'in kalbini yerinden çıkarırsa onun insanlığını da elinden almış olacağından korkuyordu.

Ameliyattan birkaç gün önce Hakim Camille'e evlenme teklif etti ve onunla Piltover'dan kaçması için yalvardı. Camille hayatında ilk defa kararsız kalmıştı.

Stevan ise böyle bir kararsızlık yaşamıyordu. Camille, planlarını gerçekleştirmek için ona lazımdı. Gizli evlilik teklifinden haberdar olduğunda bir plan kurdu. Camille'le Hakim'in bir araya geldiği bir sonraki seferde, kendisine bir saldırı düzenlenmesini ayarladı. Camille kardeşini yara bere ve kan içinde görünce, dikkatini görevine vermezse neler olabileceğini kavradı.

Hakim, Camille'e yalvarıp yakardı ama genç kadın dinlemedi. Ailesine her şey fedaydı. Hakim'le olan ilişkisini sona erdirip ameliyata başlanmasında ısrar etti.

Ameliyatı Camille'e zarar vermeden gerçekleştirebilecek tek kişi Hakim'di. Camille'in kalbini çıkarıp yerine hextech bir kalp koydu. Sonra da istifa etti. Camille kendine geldiğinde, Hakim'le paylaştıkları laboratuvarı terk edilmiş buldu.

Bundan sonra işine odaklandı. Geliştirmelere devam ederek kesici bacaklar, çelik kablo makaralı kalçalar ve daha pek çok ufak tefek hex güçlendirmesi taktırdı. Kimileri, insanlığından geriye bir şey kalıp kalmadığını merak etmeye başlamıştı. Ferros Hanesi'nin gücü ve zenginliği arttıkça Camille'in görevleri de daha ürkünç ve ölümcül bir hal alıyordu.

Hextech kalbi sayesinde hiç yaşlanmıyordu. Ama yıllar kardeşine aynı ayrıcalığı tanımamıştı. Stevan'ın bedeni günden güne güçten düşse de haneyi hâlâ demir yumrukla yönetiyordu.

Nihayet Camille Stevan'ın ihanetinin aslında ne kadar büyük olduğunu ortaya çıkardı ve çevirdiği entrikaların ailenin çıkarına artık hizmet etmediğini anladı. Kardeşine karşı beslediği son duygu kırıntılarını da o saniye bir kenara attı.

Yeğenlerinin torunları arasında gözdesi olan bir kızı hanenin başına getiren Camille artık ailenin hem kamu işlerini hem de karanlık yeraltı operasyonlarını yönetiyor. Görevi... zor sorunları çözmesini gerektirdiği için kendisini insanlığın ötesine taşıyan değişimini ve bu sayede verebildiği kesin yargıları hoşnutlukla benimsiyor. Ama hextech kalbinden gelen tuhaf, hüzünlü vınlama sesi endişe verici bir durumun habercisi olabilir.

Camille yine de boş oturmayı reddediyor. Başarıyla tamamlanan sanayi casusluğu eylemleri, taze demlenmiş güzel bir çay ve Gri'de uzun yürüyüşlere çıkmak ona canlılık veriyor.
Duyduğum ilk şey taşlara sürtünen keskin metalin sesiydi. Gözlerim karanlığın kasveti içerisinde bulanıklaşmıştı; ancak zihnimin derinliklerinde o bıçağın ıslak taşların üzerinde kayışını hissedebiliyordum. Duvarcımın kanyondan keseceği bir taşı işaretlerken çıkardığı ses. Dişlerimi sıktım. Zihnimi kaplayan sis açılmıştı ama bu da beni ellerimi saran iplerle mücadele ederken yaşadığım panikle baş başa bırakmıştı:

Artık ölü bir adamdım.

Ön tarafımdan önce bir homurtu, ardından da ağır bir tahta gıcırtısı duydum. Gözlerimi kıstığımda karşımda Gordon Ansel'in oturduğunu hayal meyal de olsa seçebiliyordum. Ne muhafız ama... O da yavaş yavaş kendine gelmeye başlamış gibi görünüyordu.

''Güzel. Sonunda ikiniz de uyandınız.'' Bir kadın sesi, kibar ve düzgün. “Ben de tam çayı koymak üzereydim.”

Ona doğru döndüm. Yüzümün yarısı şiş ve yara bere içindeydi. Ağzımın kenarları birbirine yapışmıştı. Şişmiş çenemi hareket ettirmeye çalışmamla birlikte dilimin üzerini metalik bir tat kapladı. Hâlâ nefes alıyor olduğum için şanslıydım. Havada öylesine yoğun bir kimyasal kokusu vardı ki, derin bir nefes alsam muhtemelen burnumdaki kıllar alev alırdı.

Ne büyük şans. Hâlâ Zaun'daydım.

“İçinizden biri iskeledeki patlamadan kimin sorumlu olduğunu biliyor,'' dedi kadın. Arkası bize dönüktü; titreyen mavi bir ışık ince belini ve gereğinden fazla uzun bacaklarını aydınlatıyordu. Cam çaydanlığı kimyasal ocağının neredeyse görünmez ateşinin üzerine bırakırken belli belirsiz bir su sesi duyuldu.

''Git de kuyu serserileriyle uğraş,'' diye inledi Ansel.

Kötü bir durumu daha kötü yapmak konusunda Ansel'in üzerine yoktu.

''Baron Grimes'ın adamları nasıl konuşmaları gerektiğini gerçekten iyi biliyor.''

Kadın bize doğru döndü. Vücudunu aydınlatan şey bir lamba değildi; üzerindeki bir şey rahatsız edici bir ışık saçıyordu. ''Bilmek istediklerimi bana anlatacaksınız, hayatınız buna bağlıymışçasına.''

Ansel ''Hiçbir şeycik söylemem,'' diye hırladı.

Ağırlığını diğer bacağına verirken metalin taşa sürtündüğünü duydum. Önce hangimizi ortadan kaldıracağına karar vermeye çalışıyor gibiydi. Çıkardığı seslere ise bir anlam veremiyordum, ta ki Ansel'e doğru yürümeye başlayana dek... Kadife gölgesi masanın siluetinden ayrıldı. Kalçalarından saçtığı mavi ışıklar gözlerimi kıvrak vücudunun alt bölümlerine doğru çekti... Bacaklarındaki bıçaklara. Üst seviye bir melezdi; böylesini ne Piltover'da ne de Zaun'da görmüştüm.

''Nezaketime hakaret etmeyin, Bay Ansel. Bunu daha önce başkaları yaptı. Artık aramızda değiller.”

“O bacaklarından korktuğumu falan mı sanıyorsun?”

Kadın, kalın kafalı dostumun önünde durdu. Çaydanlıktaki suyun artık kaynamaya başladığını duyabiliyordum. Gözlerimi kırptım ve bir anda mavi-beyaz bir ışık çaktı. Ansel'in ellerini saran ipler artık yerdeydi.

Korumam gülmeye başladı. ''Iskaladın, canım.'' Ev sahibemiz sabırlı bir şekilde bekliyor gibiydi. Ansel, kurumuş yüzünde alaycı bir gülümsemeyle ileriye doğru biraz eğildi.

“Gel de sana—”

Kadın etrafında döndü. Bu kez, bacağındaki jilet gibi keskin bıçak Ansel'in kafasını tek bir hamlede kesmişti.

Kopmuş başı yuvarlanarak önüme kadar gelirken, aynı anda çaydanlığın ıslığını duydum. Ansel'in hep koca bir ağzı olmuştu. Şimdiyse ardına kadar açılmış olsa da en azından artık ses çıkaramıyordu.

Kendime Ansel'in öldüğünü tekrar tekrar söylesem de, gözlerindeki o korkunç şaşkınlık ifadesiyle bana bakmaya devam ediyordu. Korku artık tüm vücudumu sarmış, midemi sıkıştırmaya başlamıştı.

''Şimdi, Bay Turek, sizinle birer fincan çay içerken siz de bana bilmek istediklerimi anlatacaksınız,'' dedi yavaşça.

Kadın masasına oturup gülümsedi. Kaynar suyu porselen demliğine dökerken bir buhar ıslığı daha duyuldu. Acıyan bir ifadeyle bana doğru bakıyordu; sanki kafası hesaba pek basmayan bir öğrenciymişim gibi. Gözlerimi o gülümsemesinden alamıyordum. Ölümcül. Kurnaz. Korkudan tir tir titriyordum.

''Çay mı?'' Kelimeler neredeyse boğazıma düğümlenmişti.

''Ah, küçüğüm,'' dedi. ''Çay için her zaman vakit vardır.''

Yetenekleri

Camille'ın (Çelik Gölge) League of Legends'daki yetenekleri şunlardır:
  1. Precision Protocol (Hassasiyet Protokolü): Camille, normal saldırılarını kullanarak ek hasar verir ve ikinci saldırısını tetikleyerek daha fazla hasar verir.
  2. Hookshot (Çengel Şutu): Camille, özel bir çengel ile ileri atılır ve hedef alınan alanlara tutunabilir. Bu yetenek ayrıca geri çekilirken de kullanılabilir.
  3. Tactical Sweep (Taktiksel Süpürme): Camille, bacağındaki kılıcı kullanarak yere vurur ve alan hasarı verir. Bu yetenek ayrıca, düşmanların savunmalarını azaltarak hasar vermenizi kolaylaştırır.
  4. Hextech Ultimatum (Hextech Son Çare): Camille, hedeflediği bir rakibi hapseder ve sınırlı bir alan içine kapatır. Bu süre boyunca, Camille hapsedilen rakibe ekstra hasar verebilir ve etraftaki düşmanların ona yardım etmesini engeller.
Camille, yüksek hareket kabiliyeti ve hasar çıktısı ile birlikte, rakiplerini yakalama ve hapsederek kontrollü bir şekilde savaşma yeteneği ile bilinir. Bu nedenle, iyi bir kullanımı, takım için büyük bir avantaj sağlayabilir.
 
Moderatörün son düzenlenenleri:
AnaSayfa Kayıt Ol Giriş Yap
Üst